81 – Tekvir

       Tekvir suresi, Mekke döneminde inmiş olup 29 ayettir. Sure adını, birinci ayette geçen ve “dürmek” anlamına gelen “küvviret” fiilinin mastarından almıştır. Sûrede Kıyamet kopacağı zaman Allah tarafından konulan tabiat kanunlarının değiştirilerek güneşin, yıldızların, dağların, denizlerin tersine çevrileceği, vahşi hayvanların bir araya geleceği anlatılıyor. Hemen ardından büyük hesap gününün kısa tasviri yapılarak kişinin ebedî hayat için önceden neler hazırladığının bilincinde olacağı belirtiliyor. Yörüngelerinden akan gezegenlere, karanlık çöken geceye ve sabah vaktine yemin edilerek Kur’an’ın vahiy eseri olduğu ifade ediliyor. Ardından “arkadaşınız” diye nitelendirilen Hz. Peygamberin inkârcıların iddia ettiği gibi bir mecnun olmadığı vurgulanıyor. Sûrede sorumsuzca yaşayan insanlara; “Hak bütün açıklığıyla ortada dururken siz nereye gidiyorsunuz?” sorusu yöneltiliyor ve Kur’an’ın doğru yola girmek isteyen herkes için bir öğüt, hidayet rehberi ve uyarı olduğu vurgulanıyor.

       Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
       1. Güneş dürüldüğü (ve ziyası söndürüldüğü),
       2. Yıldızlar kararıp döküldüğü,
       3. Dağlar yürütüldüğü, Bkz. 56/6, 101/5
       4. Gebe develer kendi başlarına terk edildiği,
       5. Vahşi hayvanlar (korkudan) bir araya geldiği,
       6. Denizler kaynayıp birbirine karıştığı,
       7. Ruhlar (yeni) bedenlerle birleştirildiği,
       8. Diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda,
       9. “Hangi suçtan dolayı öldürüldüğü”
       10. Amel defterleri (Hard Diskler) açıldığı,
       11. Göğün örtüsü sıyrıldığı (her şeyin gün yüzüne çıktığı),
       12. Cehennem (suçlular için) körüklendiği,
       13. Cennet (inananlara) yaklaştırıldığı zaman,
       14. Herkes, önceden (iyi ve kötü) ne hazırlamışsa (onu) görecektir.
       15. Hayır (iş onların sandığı gibi değil)! Yemin olsun donup duran yıldızlara,
       16. Yörüngelerinde akan ve kaybolan gezegenlere,
       17. Karanlık çöken geceye,
       18. Teneffüs eden (seher yeli esmeye başlayan) sabaha ki,
       19. Bu Kur’an (Allah katında) kerim (şerefli) olan bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği sözdür.
       20. O elçi, güçlüdür. Kudret ve egemenlik tahtının sahibi (olan Allah) katında çok itibarlıdır. Bkz. 53/5-10
       21. O, (bütün meleklerce) saygı gören ve güvenilen biridir.
       22. (Ey Kureyşliler!) Sizin arkadaşınız (Muhammed) bir deli değildir (vahyi böyle güvenilir ve saygın bir melek vasıtasıyla almıştır).
       23. Şüphesiz (Muhammed) onu (Cebrail’i) apaçık ufukta görmüştür. Bkz. 53/13-16 ve dipnotları.
       24. Kaldı ki O (Cebrail), aldığı gayb bilgilerinin hiç birini gizlemez (bu konuda töhmet altında bırakılamaz). Bkz. 16/103, 25/4
       25. O (Kur’an, iddia ettiğiniz gibi) asla kovulmuş şeytanın sözü değildir. Bkz. 22/52
       26. O halde, (ey insanlar), hakikat buyken nereye gidiyorsunuz?
       27. O (Kur’an), bütün âlemler için bir öğüttür.
       28. Özellikle de içinizden dosdoğru olmayı dileyenler için (bir hidayet ve rahmet kaynağıdır).
       29. Zaten siz ancak, âlemlerin Rabbi olan Allah’ın iradesinin tecellisine uygun olması halinde, iradenizi ve tercihinizi kullanabilirsiniz. Bkz. 74/56, 76/30 ve dipnotu.